Şöyle bir beyin fırtınası yapalım;

Çok değil barış pınarı hareketini konuşuyorduk..

Bir ara varlık kuyruğu vardı..

Sonra bir süre Papazı konuştuk ..

Daha geçenler değerli arabayı ballandıra ballandıra anlattık..

Asgari ücretlinin 2.825 lira maaşla 300 bin liralık araba hayallerini seyrettik..

Hayaller yerle yeksan oldu..

Adı sanı kalmadı çok şükür..

Yanlış politikalar yüzünden ölen insanları konuşuyorduk geçenlerde..

Kendini asan, canına kıyan, çocuğuna mama alamadığı için hayatından vazgeçen insanları konuştuk..

Elazığ depreminde yitip giden canlara üzüldük..

Arkasından gavur İzmir çıktı geldi iyi mi?..

Kızılay aracılığı ile nasıl dolandırıldığımızı anlamaya çalıştık epeyce..

İşin içinden çıkamadık!..

Ülkemizin kurucusuna hakaret eden bir kansızı tartışıyorduk..

Arkasından Atakan’ı konuşmaya başladık…

Yarın dini konuşuruz, öbür gün ezanı, sonra türbanlı bacıyı, haftaya doların 1 kuruş düşmesini, 1 ay sonra başka bir saçmalığı..

Deprem olunca da depremi konuşuruz tekrardan..

Çözüm odaklı hiçbir konuşmamız yok..

Türkiye’nin tamamı yapay gündem ile meşgul..

Atakan gider Doğukan gelir..

Bir saçmalık gider bir diğeri gelir..

Ülke ve toplum asla gerçek gündeme gerçek sorunlara odaklanmaz, toplum mühendisleri buna izin vermez..

Ne zaman bir felaket gelse başımıza birlik ve beraberlik çağrısı yapılır..

Ülkenin içinde bulunduğu kaos ortamı kimsenin umurunda bile değil. Bu memlekette 3 liralık tavuk boynu 2 liralık ciğer alan boynu bükük vatandaştan bihaberiz..

Haber kanalları arakladığı saçma sapan videoları yayınlıyor, gazeteler magazin dergisine dönmüş, radyolar sanatçı olduğunu zanneden tiplerden geçilmiyor..

Bu kadar yozlaştık işte..

Gerçek sorunlara odaklanmanın zamanı gelmedi mi daha?..

Bu intiharlar ne olacak..

İşsizlik nasıl çözülecek..

Döviz ne olacak..

İnsanlar borç batağında..

Üretim düşüyor..

Hayvancılık bitiyor..

Teknoloji yok, bilim yok, sanayi yok, eğitim yok..

Açın gözünüzü biraz..

Geleceğimiz ne olacak..

Çocuklarımıza nasıl bir ülke bırakacağız..?

Çocuklarının geleceğini garanti altına alan, bizi yönettiğine inandığımız yöneticiler bizim çocuklar söz konusu olunca sırra kadem basıyor..

Bu hale şükretmemiz bekleniyor, üç beş güne bir müjdeyle avutuluyoruz..

Gaz bulup gazımızı alıyorlar..

Ekonomi uçuyor ama bizim ayaklarımız taşlarla bağlı..

Avrupa bizi kıskanıyor ama kişi başına düşen gelirle üçüncü dünya ülkeleriyle yarışıyoruz..

Ne zaman uyanıp yapay gündem yerine gerçeklere gözümüzü açacağız?..

Üretime, bilime, teknolojiye, eğitime, sanayiye değilde dine oy vermiş olmanız ülkemizi 50 yıl geriye götürsede hâlâ geç değil..

Toplanın, toparlanın..

Ülkemize, soyumuza, değerlerimize, dilimize, Atatürk’ümüze, sahip çıkın..

Dün dünde kaldı, bugün malum..

Kolları sıvayın, yarınlar bizim olsun..