Geçtiğimiz haftaya Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin damga vurdu..

Hem de öyle üfürük gündemlerle değil, şovla hiç değil..

Harbiden..

Pandeminin pik yaptığı, hizmetlerin rafa kalktığı, belediyelerin taş üstüne taş koymadığı bir zamanda toplu açılış yapmak her belediye başkanının harcı değil..

Bu açılışlarla Soner Çetin’in defalarca  “En Başarılı Belediye Başkanı” seçilmesinin tesadüf olmadığı bir kez daha gözler önüne serildi..

Bir ilçe belediye başkanı olacaksın üstelik muhalefet partisinden seçilmiş olacaksın ve gündeme oturacak hizmetlerle anılacaksın..

Kolay iş değil..

Zaten Soner Çetin, hiçbir zaman kolaycı bir başkan olmadı..

Ucuz şovların arkasına saklanmadı..

Mağdur edebiyatı yapmadı..

Elinden gelen bütün imkanları kullandı, yetmediği yerde sosyal belediyecilik ve halkla ilişkileri devreye soktu..

Belediyede açtığı bölümle iş bulma kurumu gibi hizmet vermekten, partilisine kefil olmaktan imtina etmedi..

Halkın karşısına çıkmaktan korkmadı, geri adım atmadı..

Halka hesap verdi, haksızın karşısına geçip hesap sordu..

Geçtiğimiz hafta sonu kayıtsız şartsız bir başarı öyküsüdür..

Muhalefete mensup bir ilçe belediyesinin en olmadık zamanda olmazı olur etme hizmetidir..

Çukurova Belediyesinin yaptığı açılışlar tören atma değil, hayat bulmuş projelerin duyurusudur..

Tarikatların yurtları ele geçirdiği, her türlü arsızlığın, hayasızlığın yapıldığı kurslara inat “öğrenci yurdu”  bir duruşun, bir görüşün ve başkaldırışın  ifadesidir..

Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Cumhuriyet kazanımlarının her geçen gün daha fazla yok sayıldığı bir ortamda “Soner Çetin” bir duruşun adıdır..

Genel Başkanı ve partisini onurlandıran, Adana’yı taçlandıran Soner Çetin, kocaman alkışları hak ediyor..

Kimse güneşi balçıkla sıvamaya kalkmasın;

Görünen köy kılavuz istemiyor..