İşsizliği, yoksulluğu, yolsuzluğu, ekonomiyi, hatta açlığı bile bir kenara bıraktık günlerdir bir tarikat şeyhinin dana gibi yatmış bir kadının göbeğine nasıl muska yazdığına odaklandık..

Video izlenme rekorları kırdı..

Sosyal medya sallandı..

Yorumlar pik yaptı..

Halbuki geçtiğimiz günlerde doğalgaz bulmuştuk. İki gün sevinebildik. Sevincimiz kursağımızda kaldı!..

Sevincimiz daha kursaktan inmeden doğalgaza zam yapıldı sus pus olduk. Zaten bu memlekette  “zamdan” bahsetmek terörle ilişkilendirilmek kadar suç!..

Hayret hâlbuki doğalgazı bulduk rahat edeceğiz sanıyorduk. Bedava kullanacağız diye düşünürken  zamla şaştık kaldık..

Fakir edebiyatı yapsak “provokatör” diye yafta yapıştırırlar. O zaman lafı değiştireyim;

Bir filozof çocuk vardı hatırlıyor musunuz?..

Kitap cümleleriyle konuşan, annesini azarlayıp, felsefe yapan..

Şu ana kadar rektör filan olması gerekmiyor muydu?..

Malum bizde üç beş kelime bilen iki çift düzgün cümle kuran herkesi öyle sanıyorlar!..

Sahi mülteci olayı ne oldu?..

Kimse evim açık demedi, kimse din kardeşiyiz demedi..

Ha şehitlerimiz var bir de;

‘Şehidimiz var’ paylaşımı yapmak kolay.. Ya sonra?..

Dolar 3 lira oldu herkes konuşmaya başladı. Herkes ekonomist oldu. Beş oldu altı oldu, şimdilerde 8’e yaklaşıyor herkes sus pus.. niye? Çünkü kanıksadık..

Bir ara açılım vardı. Davullu zurnalı terörist indirdiler dağdan, bayırdan..

Şimdilerde herkes kendi derdinde toplum bilinci diye bir şey yok çünkü bizde..

Suruç, Soma, Reyhanlı katliamı, İstanbul seçimleri, ayakkabı kutuları, 4 bankanın karıştığı yolsuzluk, Hırant Dink olayı..

Hepimiz Ermeni’ydik hani?..

Poşetler ücretli oldu diye yırtınan teyzelere ne oldu peki?..

2300 liraya çalışan insanlara 300 bin liralık arabanın hayalini kurdurdular, Yerli araba denildi,  tanıtım için gün verildi, günleri saatleri saydırdılar bize unutuldu gitti..

Semalarımızda gezeceği söylenen uçaklara da rastlamaz olduk, var mı yok mu bilmiyoruz..

Yerli ve milli söylemler “buzdolabına” dinlenmeye girdi orada da unutuldu..

Ülkedeki ilk virüs haberini hatırlıyor musunuz?

Dünya çapında yayılmış virüsün bile hükmü kalmadı yanımızda!..

İnsan merak duygusunu bir kez yitirdi mi, başka bir dünyanın canlısına dönüşüyor..

Ne merak, ne endişe..

Televizyonda ne gösteriyorlarsa onu görüyor, onu merak ediyor, geride kalan her şeyi unutuyoruz..

Diyorum ya;

Odaklanma sorunumuz var bizim..

Halk olarak saçma sapan şeyleri merak etmeyi çok seviyor ve bizi yönetenlere koz veriyoruz..

Onlar merak duygumuzu tatmin ediyor, biz oyalanıyoruz..

Biz de bu akıl, onlarda da bu aklı kullanma etkisi oldukça bu köprünün altından daha çok su akar gider..

Yönetenler atlı, yönetilenler yaya!..