Nefes aldığın kadar özgür nefes aldığın kadar mutlusun…

Doğrusu bu ama gerçeği farklı…

Nefes alamaz yaşayamaz olduk.

Baskılar o kadar arttı ki insanların  bir nefes almasın diye yasak üstüne yasak geliyor..

Etkiliklere yasaklar geliyor, sanatçıların konserleri güvenlik sebebi ile engelleniyor. İnsanlar şucu, bucu diyerek ayrıştırılıyor, ötekileştiriliyor..

Yetmezmiş gibi hakaret yiyor, küfür işitiyoruz..

Kendilerden olmayanlara ağır bir üslupla saldırı var..

Yalanın bini bir para..

Gelecek güzel günleri düşünmek tek umudumuz..

Bugününü ve yaşadıklarınızı unutmayın..

Piyasaları kontrol etmek mümkün değil. İnsanlar, sebzenin, meyvenin ve mutfağın yangınından perişan, kime gideceklerini bilmiyor..

Yediden yetmişe herkeste gelecek korkusu var.

Ancak iktidar muktedirleri hayatlarından memnun…

O kadar güzel sözlerle ekonominin güzel olduğunu anlatmaya çalışıyorlar ki, şaşırmamak elde değil.

Şu an şu kadar lüks otomobil ithal ediliyordan tutun da  lüks lokantaların iş yaptığına kadar..

Güler misin? Ağlar mısın?

Türkiye’nin Nüfusunun 85 milyon olduğunu unutmuşlar ithal edilen lüks 100 aracı çok sanıyorlar..

Bir şehirde 100 kişinin gittiği lokantanın iş yapmasını ballandıra ballandıra anlatarak  ekonominin iyi olduğunu anlatmaya çalışıyorlar..

Şaka mı bu?..

Çiftçi, nakliyeci,çalışan, üreten milyonlar ne durumda?..

Çalışanın ev alması hayal oldu, kirasını ödeyemiyor.

Asgari ücretli bir günlük ücreti ile et alamıyor.

Emekli ikinci iş yapıyor..

Gözlerde ışıltı,yürekte çarpıntı..

Ülke havalanmış uçuyor!..