CHP Adana İl Kadın Kolları Başkanı Avukat Oya Tekin, kadın cinayetlerine yönelik hukuksal anlamda keyfi uygulamalarla karşılaştıklarını belirtti.
Tekin konuyla ilgili Ceyhan’da katledilen Serap Öner olayında, cinayetin faili olarak yargılanan Ali Öner dosyasında incelemenin kısıtlanmasına karar verilmesi uygulamasının kadın cinayetlerinin önlenmesine katkı sağlamayacağına dikkat çekti.
CHP Adana İl Kadın Kolları Başkanı Avukat Oya Tekin Ceyhan’da katledilen Serap Öner davasıyla ilgili gelişmeleri kamuoyu ile paylaştı.
Avukat Tekin’in açıklaması şu şekilde;
“Kolluk görevlileri ve adli birimler olayın özelliğine uygun tedbir kararları verip İstanbul Sözleşmesi, 6284 sayılı yasa ve yönetmelik hükümlerini etkin uygulamaları gerekirken, her olay için aynı ve alışılagelmiş tedbir kararları vererek yüzlerce kadının katledilmesininkoşullarını ortadan kaldıramamaktadırlar.
29 Eylül 2020 tarihinde, Adana Ceyhan’da boşanmak istediği eşi tarafından, uzaklaştırma kararı olmasına rağmen kalbinden bıçaklanarak katledilen Serap Öner olayında, cinayetin faili olarak yargılanan Ali Öner dosyasında incelemenin kısıtlanmasına karar verildi!..
Serap Öner, katledildiği güne kadar yaklaşık iki aydır ayrı yaşadığı ve boşanma aşamasında olduğu eşi-Ali Öner tarafından,ölüm tehditleri ve şiddetten kaçmak için sığındığı ailesinin evinin avlusunda, uzaklaştırma tedbir kararı olmasına rağmen bıçaklanarak öldürülmüştü.
Önleyici ve koruyucu tedbirlerin etkin uygulanmaması sonucunda ülkemizde her ay onlarca, her yıl ise yüzlerce kadının en yakınlarında bulunan erkekler tarafından öldürüldü.
Her gün bir kadın cinayeti haberinin gündem olduğu içerisinde bulunduğumuz süreçte etkin koruma ve önleme kararları almayan, uygulamayanbir yaklaşımla karşı karşıyayız.
Bu tür cinayetlerde, dosya içeriğindeki ihmallerin kamuoyuna yansımaması için hukuka aykırı bir şekilde kısıtlama kararları alınması yargının işlevselliğini arttırmamaktadır.
Biz biliyoruz ki, İstanbulSözleşmesi, Devletin yükümlülükleri ve titizlikle yapması gereken inceleme ve araştırmaları sıralamıştır.
Sözleşme tarafları kadınlara karşı,herhangi bir şiddet eylemine girişmekten imtina edecek ve devlet yetkililerinin,görevlilerinin,organlarının, kurumlarının ve devlet adına hareket eden diğer aktörlerin bu yükümlülüğe uygun bir biçimde hareket etmelerini sağlayacaktır.
Serap Göker’in Katledilmesine Giden Süreci kısaca özetleyecek olursak
Serap çekilmez hal alan evlilik ve evlilik içerisindeki şiddet karşısında ölümünden yaklaşık bir ay önce babasının evine sığınmak zorunda kalmış, Ali Öner ise daha önceleri de yaptığı gibi boşanmak istemeyip çocukları annesine vermemeyi tehdit olarak kullanıp, bulduğu her fırsatta tehditlere ve şiddete devam etmişti
Serap’ın 29/09/2020 tarihindeki, ölümünden yaklaşık 15 gün önce 14/09/2020 tarihinde bir süredir ayrı olduğu eşi Ali, sabah saatlerinde Serap’ın annesinin evine izinsiz girerek, Serap’ın odasına dalmış ve onu zorla evden götürmeye çalışmış, Serap kabul etmeyip direnince de bıçak çekerek “gelmezsen seni ve aileni vururum” diye tehditler ve küfürler savurmuş, kardeşi Süleyman Kayadan müdahale edip evden gitmesini isteyince de, evden çıkmış ve “silah alıp geleceğim, hepinize ne yapacağımı biliyorum” diyerek tehditlere ve küfürler savurmaya devam ederek evden çıkmıştı.
Fakat bir müddet sonra Serap’ın bulunduğu evin avlusuna kilitli olan kapıdan giremeyip, duvardan evin avlusuna atlayarak girmiş ve iki el havaya ateş ederek küfür ve tehditlere devam etmiş, Serap ve kardeşinin polisi aradığını görünce de kaçmıştı
Bu olayla ilgili Serap Öner’in şikayetiüzerine;
Ceyhan İlçe Emniyet Müdürlüğü Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Büro Amirliği tarafından, şiddet uygulayan eş Ali Öner’e 30 gün süreyle Serap, çocukları ve ailesine yaklaşmamasına karar vermiş sonrasında ise Ceyhan Aile Mahkemesi bu süreyi 60 güne çıkarmıştı.
60 günlük uzaklaştırma kararı devam ettiği süre içerisinde
15/09/2020 tarihli 60 günlük uzaklaştırma tedbir kararı devam ederken Serap, 29/09/2020 eşi Ali Öner tarafından bıçaklanarak öldürülmüştü.
Tekin açıklamasının şu şekilde sonlandırdı; “Serap’ın ölümünde İstanbul Sözleşmesi,6284 sayılı yasa ve yönetmelik hükümlerini etkin uygulamayan kamu görevlilerinin sorumlulukları olduğu şüphesiz iken,Serap’ı koruyamayıp ölümüne sebebiyet verenler, önleyici ve koruyucu tedbirlerin etkin uygulanmaması sonucunda Ülkemizde her ay onlarca, her yıl ise yüzlerce kadın en yakınlarında bulunan erkekler tarafından öldürülmektedir.”
“Artık buna bir son verecek adımların atılması yalnız kadın örgütlerinin, derneklerinin görevi olmamalı. Kendine insanım diyen tüm herkesi kadın cinayetlerinin son bulması noktasında sorumluluk almaya çağırıyorum” dedi.