Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, TBMM Başkanlık Divanı Üyesi Dr. Müzeyyen Şevkin, TBMM Genel Kurulu’nda zeytinliklerin madenciliğe açılmasını içeren torba yasa teklifi üzerine parti grubu adına konuştu.
Konuşmasına, “Selam olsun, dışarıda 15 gündür zeytin ağacı için direnenlere! Selam olsun, yaşta, yağmurda, sıcakta bekleyen o kadınlara! Selam olsun, doğayı, çevreyi koruyanlara!” diyerek başlayan Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Müzeyyen Şevkin, kamuoyunda “Süper İzin” olarak anılan Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin bilimsel, katılımcı, şeffaf, doğayı ve çevreyi ama en önce canlı yaşamını esas alan düzenlemeleri içermeyip kâr ve rantı öncelediği için derhâl geri çekilmesi gerektiğini vurguladı.
AKP’Lİ VEKİL İLGİNÇ BİR YAKLAŞIM SERGİLEDİ…
Zeytinliklerin madenciliğe, hele hele karbon salınımına karşı Türkiye’nin uluslararası sözleşmelere imza koyduğu ve termik santrallerden çıkma taahhüdünde bulunduğu bir süreçte kömür uğruna zeytini feda etmenin anlamsızlığının bir kere daha gözler önüne serildiğine dikkat çeken Dr. Şevkin, “Yani siz zannediyorsunuz ki bir ağacı söktüğünüz zaman, başka bir yere taşıdığınız zaman çok iyi bir şey yapıyoruz. Peki, onun üzerindeki kuş, onun altındaki börtü böcek, o ekosistem, bunu nasıl düzenleyeceksiniz?” sorusunu yöneltince, AKP Giresun Milletvekili Nazım Elmas, “Kuş da onunla beraber gidecek” dedi. Dr. Şevkin, bunun üzerine, “Kuş da beraber mi gidiyor? Gerçekten çok ilginç bir yaklaşım” yanıtını verdi.
AKP VE MHP’Lİ VEKİLLERE SERT ÇIKTI
Genel kurulda bulunan AKP ve MHP’li milletvekillerine seslenen Dr. Şevkin, “Bir gün dışarıya çıkıp da 15 gündür ağacını çocuğu gibi koruyan, onun için bir geçim kaynağı olma dışında bir yaşam biçimi olan kadınlarla bir empati kurdunuz mu? Ne diyor bu kadınlar, ne söylemek istiyorlar, hiç dinlediniz mi? Ya, bir gün çıkın, dinleyin; Allah aşkına dinleyin!” diye konuştu.
Maden sahalarının rehabilitasyonuna vurgu yapan Dr. Şevkin, rehabilitasyonun sadece paraya indirgenecek bir olay olmadığını, rehabilitasyonun mümkün olmayacağı olayların, doğada geri dönüşümü olmayan kalıcı zararlar oluşturduğuna işaret etti. Dr. Şevkin, “Ülkemiz ne yazık ki bu konuda sınıfta kalmıştır. Bugün İliç’te, Ermenek’te, Soma’da, Kazdağları’nda, Bergama’da bu örnekleri vermemiz mümkündür” dedi.
EN PAHALI BİR TON KÖMÜRLE EN UCUZ BİR TON ZEYTİNİ KARŞILAŞTIRDI
Tarım ve orman alanlarının tahsisini kolaylaştıran; zeytinlik, mera ve sit alanlarını madene açacak şirketlere süper izin getiren teklifin ekolojik yıkımın ta kendisi olduğuna dikkat çeken Dr. Müzeyyen Şevkin, şunları söyledi:
“Bakın, Çevre Mühendisleri Odası 1,2 milyon hektarlık tarım alanı ve 28 milyon hektar orman alanının tehdit altında olacağını söylüyor. Kamu yararı kisvesi adı altında madenciliğe açılacak olan zeytin, orman, sit alanlarının istisnai olarak kullanılması yol olacaktır sevgili AKP milletvekilleri, kırsal kalkınmaya darbe olacaktır, bir ekosistem kırımı yaratacaksınız oysa 3573 sayılı Zeytincilik Kanunu gibi düzenlemeler bu alanların mutlak korunmasını öngörür. Şimdi her şeyi paraya tahvil ediyorsunuz ya, hadi gelin, karşılaştıralım: En pahalı kömürün 2025 fiyatıyla ton fiyatı 9 bin 400 TL’ye geliyor. En ucuz zeytinin tonu 200 bin TL. Yine, en ucuz zeytinden elde edilen zeytinyağının tonu 284 bin lira. Yani hem istihdam sağlayacaksınız hem yeşili koruyacaksınız hem üretim yapacaksınız hem de İspanya gibi, İtalya gibi bizim üzerimizden Orta Doğu’ya ve diğer ülkelere ihracat yapan ülkelerin önüne geçeceksiniz. Yani siz zannediyorsunuz ki bir ağacı söktüğünüz zaman, başka bir yere taşıdığınız zaman çok iyi bir şey yapıyoruz. Peki, onun üzerindeki kuş, onun altındaki börtü böcek, o ekosistem, bunu nasıl düzenleyeceksiniz?”
İLİÇ, SOMA VE BERGAMA’YI HATIRLATTI
Söz konusu kanun teklifinde ‘Süper İzin’le Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporlarının kolaylaştırıldığına vurgu yapan CHP’li Dr. Şevkin, “Kurumlardan 3 ay içerisinde ÇED için bir yanıt gelmez ise olumlu kabul ediliyor Bu suistimallere yol açmaz mı ? Sanki karneniz çok iyiymiş gibi. İliç’te 9 insanımızı gömdük, Soma’da insanlarımızı gömdük, Bergama’da insanlarımızı gömdük. Bu kadar uzun süreçler diye bahsettiğiniz ÇED’de sınıfta kalmışken hangisinden bahsediyorsunuz?” şeklinde konuştu.
“BİR YERLERİ PEŞKEŞ Mİ ÇEKECEKSİNİZ?”
“Önce insanı seveceksiniz, önce doğayı seveceksiniz ve ağacı seveceksiniz” ifadeleriyle kendisine laf atan AKP’li milletvekillerine tepki gösteren Dr. Şevkin, konuşmasının son bölümünde şu ifadelere yer verdi:
“Maden Kanunu’nda bir kurul tanımı getiriliyor. Yani jeoloji mühendisleri tanımlamış, 4’üncü grup madenler diye bir maden grubu var, bilimsel tanımı var. Nedir bu stratejik ve kritik maden tanımı? Yeniden bir tanım getiriliyor. Komisyondaki, Maden Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ndeki (MAPEG) arkadaşlara soruyorum: Neden bu ihtiyaç? Niye 4 kuruma bırakıyorsunuz? Jeoloji mühendisleri bilimsel verilerle bu stratejik madenleri zaten tanımlamış. Neye varmaya çalışıyorsunuz? Niye özel ayrıcalık alıyor MAPEG burada? Bir yerleri peşkeş çekmeye mi çalışıyorsunuz? Yani yeter artık, gerçekten yeter!
“ESAS MİLLİYETÇİLİK GELECEK NESİLLERDEN ÖDÜNÇ ALINAN DOĞAYI KORUMAKTIR”
Yasa teklifi, acele kamulaştırmayla açık olarak mülkiyet hakkına müdahaleyi barındırıyor. Orman izni ve ÇED kararı aranmayacak, stratejik ve kritik maden tanımında söz konusu madenler için acele kamulaştırma getirilecek. Madenlerin listesi yasal olarak değil, bakanlık kararıyla yapılacak.
Esas milliyetçilik nedir biliyor musunuz? İnsanını, canlısını, toprağını, suyunu, gelecek nesillerden ödünç aldığımız doğasını korumaktır. Lütfen, doğamıza, insanımıza, ağacımıza, meralarımıza, zeytinliklerimize ve ormanlarımıza sahip çıkalım; sadece kâr etmeyi düşünmeyelim.”