Tüketim; kullanmak, bitirmek, yenmek, götürmek, harcamak, yoketmek ve değersizleştrmek ile ilgilidir. Gerekli olan, göz dikilen, hırsla üzerine gidilen, kurnazca markaja alınan, anlamsızlaştırılan herşey tüketim nesnesidir.
Tüketiilmesi gerekli ve bazen zorunlu olan şeyler var hayatta, bunlar tüketilmeli ki yeni ihtiyaçlar ve üretim alanları açılsın. Tüketilmesi gerekli olmayan veya tüketilmemesi gereken şeyler de vardır ki hayatta, yaşamı, tarihi ve insanı bozar.
Tüketilmesi gerekli olanlar; besinler, doğayı bozmayan kimi kaynaklar, ihtiyaç fazlası birçok şey, ömür, ilerlemek için sayısal okumalar ve eskiyen alışkanlıklardır diyebiliriz.
Tüketilmemesi gerekenler; din, inanç, fikir, yaşam anlayışları, ahlak, itibar, emek saygısı, sevgi, adalet, doğa-l güzellikler, insan ve tüm insani degerlerdir.
Kaliteli yaşam modeline sahip toplumlar tüketilmemesi gereken değerleri tüketmemişlerdir ve bu insanlık tarihinde neredeyse az rastlanan vakia olmuştur.
Kalitesiz toplumlar da özellikle tüketilmemesi gerekenleri tüketerek kendini kaybetmiş ve bitirmişlerdir.
Kalitesiz toplum ya da topluluklar tüketilmesi asla olmayacak gibi duran değerleri bilinçli bir okuma ve anlayışla sanki farkında olmadan tüketirler. Bu tüketimin başında ‘İnsan tüketmek’ gelir.
Insanı kullanan, tüketen, harcayan hiçbir toplum tarih sahnesinde başarı elde etmemiştir ve finali hep hüsran olmuştur. Bu durum ise kara leke olarak ziyadesiyle bizim coğrafyada meydana gelmiştir.
İddiası ne olursa olsun, bizler tüketim toplumlarıyız; sevgiyi, merhameti, aşkı, emeği, güzellikleri ve insana dair tüm değerleri gören göz ve gözümüzün uyardığı beyin sistemimiz değerlere tüketim ve kullanmak gözüyle bakar.
Ve neredeyse bu bakışla hayatları heder-ziyan etmeyenimiz yoktur.
Tüketime karşı üretici toplumlar vardır bunlar yeryüzünde tüm değerlere taliptirler; sonraki yazıyla….