Batman’da gençlik yıllarının ilk heyecanında olan kızımız artık yok.
17 yaşında bir umut, bir hayal ve bir hayat çabucak sona erdi.
Bu yeni değildi ve temenniler bu yönde olsa da son olmayacak.
Çünkü suçu, milliyet, din, ideoloji, toplumsal konum, parti ve tarafa göre belirleyen ve suça öyle yaklaşan bir toplum ne medeni olabilir ne de ilerleyebilir.
Kamu vicdanı diye beliren bir ses dışında resmi bir dilden bu vahşetin lanetlenmesini duymamak güya yüzde 99′ u müslüman bir ülke yönetimin de ciddi bir eksikliğidir. Askerlik yapanlar bilir ki komutanlar askerlere ‘bir mermi kaybolursa siz söylemeden biliriz’ diyorlardı. Peki 20 gün boyunca bu canice durumu sezen anlayan olmamış mı?
Bilimsel olmasa da yarı bilimsel araştırmalarla toplum nezdinde gençler durumlarını gözden geçirmelidir; anne-baba ile açık konuşmalıdır.
Anne-baba gençlerin davranmasını istedikleri gibi onlara davranmalıdır.
Ne zaman ki gerçekten acı, sevinç ve gözyaşlarımız, aynı ve bir olduysa o zaman hem müslüman hem sol ve hümanist, adam ve insan; her şeyin en güzeli ne ise o olabiliriz.
Peki şimdi acı ve sevincimiz bir deil mi diye soralım? Belli bir kesim güzellemeler yapsa da acı ve sevincimiz bir deildir.
Unutmayalım bu sene Batman’da ilk yağmur eziyet gören tüm kadınlar için, onlara eziyet edenlere lanet için, güzel kızımız ve annesinin gözyaşlarına eşlik etmek için yağacak….